Övgü Üzerine Bir Takım Karalamalar

13:22

“Aaa, sen kilo mu verdin?” “Yok canım, son 1 aydır aldım bile”


“Üzerindeki bluza bayıldım!” “Hâlbuki geçen sezondan kalma”

“Ay bu makyaj sana çok yakışmış!” “Bilmem ki abartılı mı oldu biraz?!”

Diyaloglar biraz tanıdık geldi değil mi? Bir türlü üzerimize uyduramadığımız ama hep giymeyi istediğimiz o harika ipek bluzlara benziyor övgü. Biliyoruz giyersek kendimizi çok güzel ve çok değerli hissedeceğiz ama bir türlü giyecek yer ya da altına uyduracak bir etek bulamıyoruz.

İllustrasyon Kaynak: Jacqueline Hudon-Verrelli
Türk insanı olarak övmekte zaten zorlanıyoruz ancak en büyük dertlerimizden birisi gelen övgüyü göğüslemek sanırım. Karşımızdaki kendimizi beğendiğimizi düşünür mü endişesi bizi bu duruma iten sebeplerden yalnızca birisi. Peki, acaba hiç mi övgüyü hak etmiyoruz ya da övülmek kötü bir şey mi?

Aslında övgüyü normalleştirmek ve doğal karşılamak için diğer insanları övmeyi öğrenmeliyiz. Sağlıklı ve gerçek övgü günlük hayata geçirilmesi gereken bir eylem. Tabii ki de her şeyde olduğu gibi bunda da sınırları aşmamak ve dozunu bilmek çok önemli. Mesela genel müdürünüzün gözlerinizin güzelliğinden çok da bahsetmenize gerek yok, ya da zaten kilosu çok fazla olan bir arkadaşınıza kilosu konusunda bir vurgu “daha” yapmanıza. Eminim ki genel müdürünüzün işiyle ilgili arkadaşınızın da kilosundan başka övülecek yönleri ya da eylemleri vardır.

İnsanları övmeyi, insanlardan övgü aldığımızda şaşırmamayı nasıl sağlayacağız? O zaman önce kendimizi överek başlayalım. Hayır, başkalarına değil! Önce kendimize… Sabah evden çıkmadan şöyle son bir aynaya baktığımız zaman kendinizi iyi hissedeceğiniz 3 övgü ile ödüllendirin. “Bugün kırmızı ruj bana çok yakıştı” “Sabah erkenden yogamı yaptığım için kendime teşekkür ederim” “Çocuklarımın her birini doyurup okullarına yolladığım için kendimle gurur duyuyorum”, gibi. Gördünüz mü, kendinizi övmek o kadar da zor değil, önemli olan her zamanki rutini kırıp, aslında gerçekte var olanı görmek ve bunu vurgulamak önemli. Zaten yoga yapacaksınız, zaten çocuklarınıza kahvaltı hazırlayacaksınız, zaten tam zamanlı işlerinize giderken makyaj yapacaksınız ama bu rutinler için bazen durup “Ya aslında ben de o kadar kolay bir hayat yaşamıyorum, aferin bana” demeniz gerekmez mi?


İşte hayat böyle hep olumsuzlarda tökezlediğimiz ancak olumlu ve her zaman olan eylemlerde durup bir teşekkür etmediğimiz durumlardan mevcut. Hadi yarından itibaren başlayın kendinizi 3 övgü ile ödüllendirmeye emin olun küçük de olsa bir şeyler değişmeye başlayacak hayatınızda.

Yazının sonuna gelmişken, bu yazıyı ertelemeyip yazdığım için kendime kocaman bir aferin.


Duygular ile ilgili diğer yazım içinse tıklayınız: Duyguları Konuşalım Ama Nasıl?

You Might Also Like

0 yorum

Blogger tarafından desteklenmektedir.